Eğitim Fakültelerinde Eğitim Felsefesi dersini alacak öğretmen adaylarının düşünsel donanımlarına katkıda bulunmak, düşünsel zenginliğimizle ilgili objektif bir bakış açısı kazanmalarına yardımcı olmak; eğitim serüveni için kaynak olarak alınabilecek düşünsel zenginliği ve bağları açığa çıkarmak bu çalışmanın temel çıkış noktası oldu.
Bu topraklarda eğitim sistemini yeniden düzenlemeye dönük atılan her adımda "beka sorunu” hep belirleyici oldu. Bu nedenle eğitime hep "araç” gözü ile bakıldı. Toplumu yeniden şekillendirme yolunda kendinde sorumluluk görenler, "bireyde kalmasını istediğimiz kalıcı izler neler” diye sordular hep kendilerine. Eğitime her dönemde ideolojik ve politik yaklaşıldı. Belki de eğitim geleneğimizde sorgulanması gereken budur.
Toplumu daha ileriye taşıyacak düşünce, elbette gelenekten beslenmeden ortaya çıkamaz. Fakat geçmişten gelen ayak bağlarından kurtulmayı göze almadan da çağdaş eğitim, çağdaş Türkiye yolunda kalıcı adımlar atılamaz.